تضييق القناة الشوكية

Omurilik Kanalında Daralma Ana Sayfa / Omurilik Kanalında Daralma (Lomber Spinal Stenoz) Omurilik ve omurilikten çıkan sinirlerin omur kemikleri içinde seyrettiği kanala spinal kanal denir. Travma, vücudu kötü kullanma, genetik faktörler gibi birçok etken sonucunda spinal kanalı oluşturan yumuşak doku ve kemik yapıların kalınlaşması ve kabalaşması ile bu kanalda daralma meydana gelebilir. Bunun sonucunda da sinir köklerinde sıkışma oluşur. Bu hastalar özellikle ayakta fazla kaldıklarında ve yürümekle ortaya çıkan baldırda ağrıdan ve uyuşukluktan yakınırlar. Oturduklarında ve öne doğru eğildiklerinde ağrı yakınmaları hafifler veya geçer. Belirtiler Ayakta durma ve yürüme ile artan bacak ağrısı Baldırlarda uyuşma ve karıncalanma Oturma ve öne eğilme ile rahatlama Nörojenik kladikasyon (yürüyüşle artan ağrı) Bacaklarda güçsüzlük hissi Tedavi Cerrahi Tedavi Tedavide kanal darlığı açılarak (laminektomi ve foraminotomiler yapılarak) sıkışan sinirler ve omurilik serbestleştirilir. Bazen hastalarda omurgaların kayma ihtimaline karşı omurgalar vida (platin) ile tespit edilir. İLGİLİ HASTALIKLAR Bel Kayması Hidrosefali Omurilik Tümörleri
الانزلاق الفقاري القطني

Bel Kayması Ana Sayfa / Bel Kayması (Spondilolistezis) İki komşu omurganın üstteki omurganın alttaki omurgaya vertebraya göre öne doğru kayması veya yer değiştirmesidir. Belirtiler Bel ve bacak ağrısı Yürümekle artan ve belirli bir mesafede durmasına ve çökmesine yol açan bacaklarda ağrı Bacaklarda kramp gelişmesi Tedavi Yöntemleri 1. Konservatif Tedavi Bazı hareketlerin kısıtlanması Analjezik-antienflamatuar ilaçlar Lokal enjeksiyonlar Elektroterapi Masaj Sıcak uygulama Egzersiz Korse uygulaması 2. Cerrahi Tedavi Aşağıdaki durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir: İlerleyen nörolojik kayıpları (sinir zaafiyeti) olan hastalar İlaç tedavisi ve fizik tedaviye rağmen şikayetleri geçmeyen hastalar Duruş ve yürüyüş bozukluğu olan hastalar Tedavi Amaçları Bel ve bacak ağrılarını gidermek, kaymanın ilerlemesini önlemek, instabil (oynak) segmenti stabil (sabit) hale getirmek, duruş ve dengeyi düzeltmektir. Cerrahi tedavide sıkışan sinirler serbestleştirilerek kaymanın olduğu omurgalar vida (platin) ile tespit edilir. İLGİLİ HASTALIKLAR Hidrosefali Omurilik Tümörleri Beyin Kanamaları
استسقاء الرأس

Hidrosefali (Beyinde Su Birikmesi) Ana Sayfa / Hidrosefali (Beyinde Su Birikmesi) Hidrosefali, hidro=su ve sefali=baş kelimelerinin birleşiminden oluşan bir tanımlamadır. Genellikle beyinde aşırı su birikmesi olarak bilinmektedir. Burada belirtilen su “beyin-omurilik sıvısı”dır. Beynin bazı odacıklarında bulunan bu sıvının miktarının artması kafa içindeki basıncın yükselmesine ve beynin zarar görmesine neden olur. Beyin omurilik sıvısı gün boyunca sürekli olarak yapılır ve geri emilir. Bu sıvı beyni ve omuriliği sarar ve devamlı bir dolaşımı vardır. Üç temel görevi vardır: Beyin ve omuriliğe gelen darbelerin zararlı etkisini azaltmak, beynin beslenmesine ve atıkların taşınmasına yardımcı olmak, beyin ve omurilik arasında dolaşarak beyindeki basınç değişikliklerini düzenlemek. Hidrosefali her yaşta görülebilir, ancak sıklıkla çocuklarda ve yaşlılarda (60 yaşın üzerinde) olur. Yaklaşık 500 çocuktan birinde hidrosefali görülmektedir. Bu hastaların çoğunda tanı doğumda, doğum öncesinde veya erken bebeklikte konulmaktadır. Nadir olmakla birlikte genetik (kalıtsal) bozukluklara veya gelişimsel bozukluklara bağlı olabilir. Sık rastlanan nedenleri; beyin içi kanamaları, kafa travmaları, beyin tümörleri, erken doğuma bağlı kanamalar ve menenjittir. Bulgular Hidrosefali bulguları kişiden kişiye değişir. Sık rastlanan bulgular yaş gruplarına göre aşağıda belirtilmiştir. Yenidoğanda (0-2 ay) Başın normalden fazla büyümesi Kafa derisinin incelmesi Kafadaki damarların belirginleşmesi Kusma, huzursuzluk Gözlerin aşağıya kayması Nöbetler veya iletişim kurulamaması Çocuklarda (2 ay ve üstü) Başın anormal büyümesi Baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş Çift görme, huzursuzluk Yürüme veya konuşmada gerileme İletişim bozukluğu Duyu-motor fonksiyonlarda kayıp, nöbetler Uyanık kalmada veya uyanmada zorluk Orta yaşlı erişkinlerde Baş ağrısı Uyanmada veya uyanık kalmada zorluk Denge bozukluğu İdrar kaçırma Kişilik bozukluğu Demans (bunama) Görmede bozukluk Yaşlılarda İletişim kurmada bozukluk Yürümede dengesizlik Hatırlamada zorluk Baş ağrısı İdrar kaçırma Tanı Hidrosefalisi olan hastada doktorunuz bir tedavi başlamadan önce sizinle konuşarak sorular soracak, muayene edecek, ve bazı tetkikler (Beyin Tomografisi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Beyin Ultrasonografisi) isteyecektir. Hidrosefalinin tanısı, neden oluştuğu ve nasıl bir tedavi süreci gerektirdiği bu tetkiklerden sonra belli olacaktır. Çocuklarda sadece başın büyük olması, hidrosefali hastalığının olduğunu göstermez. Ancak beynin görüntüleme teknikleri kullanılarak tanı kesinleştirilir. Tanı anne karnında bebek doğmadan önce konulursa; yürürlükteki yasalara göre gebeliğin sonlandırılması için hastanelerdeki etik kurul heyetinin vereceği rapora ihtiyaç vardır. Hidrosefali Nedenleri Hidrosefaliye yol açan nedenler yaş grubuna göre çeşitlilik göstermektedir. 1- Yenidoğan (0-2ay) Doğumsal: En büyük grubu bu hastalar oluşturmaktadır. Sadece hidrosefali olabileceği gibi omurgada gelişen diğer doğumsal anomaliler (meningomiyelosel) ile birlikte olabilir. Beyin içi kanamaları: Genellikle kendiliğinden oluşan kanamalar sonrasında beyin odacıkları genişlemektedir. 2- Çocuklar ve yetişkinler Beyin enfeksiyonları Beyin kanamaları Beyin tümörleri Kafa travmaları 3- Yaşlılar Normal basınçlı hidrosefali: Beyin omurilik sıvısının emiliminin azalması sonrasında beyin odacıklarının genişlemesidir. Hidrosefali Tedavisi Hidrosefali hastalığının ilaçlarla tedavisi mümkün değildir. Sadece beyin ve sinir cerrahisi uzmanları tarafından yapılacak cerrahi girişimlerle hidrosefali düzeltilebilir. Seçilecek cerrahi girişim şekilleri hidrosefalinin altta yatan sebebine göre farklılık gösterecektir. Eğer beyin-omurilik sıvısının dolaşımının bozulmasına neden olan bir tıkanıklık varsa neden olan tıkanıklığa (tümör, kist v.b.) yönelik cerrahi tedavi yapılabilir. Tıkanıklık açılamıyorsa beyin-omurilik sıvısının beyin içi dolaşım yolları cerrahi girişimlerle değiştirilebilir. Hastaların çoğunluğunda beyin-omurilik sıvısının dolaşımını eski haline getirmek mümkün olmadığı için sıvının beyinden başka bir vücut boşluğuna aktarımı sağlanmalıdır. Bu aktarım için “şant” adı verilen ince uzun elastik, silikon bir boru kullanılır. Tek yönlü ve kontrollu hızda çalışması için kafa derisinin altında sistemin “pompa” denilen parçası bulunur. Fazla olan beyin-omurilik sıvısı bu ince boru sayesinde vücudun başka bir bölgesine taşınır. Böylece beyin içindeki basıncın artması önlenir. Ancak beyinde aralıksız olarak su üretildiği için bu sistem sürekli olarak çalışmak zorundadır. Şant cilt altında olduğu için ancak bebeklerde dışardan bakıldığında fark edilebilir. Çocuklarda ve yetişkinlerde ise elle muayene edildiğinde cilt altındaki boru hissedilebilir. Şant, genel anestezi altında ameliyatla yerleştirilir. Kafatasına küçük bir delik açılarak şantın ucu beyin içindeki, beyin omurilik sıvısının bulunduğu odacığa yerleştirilir. Daha sonra baş, boyun ve karın cildinin altından geçen bir tünel açılarak şantın diğer ucu, bu sıvının rahatlıkla emilebileceği kalp veya karın boşluğu içine yönlendirilir. Ameliyat sonrası enfeksiyonu önlemek için kısa süreli antibiyotik kullanılabilir. Cerrahi sonrası hasta bir süre hastanede gözlenir. Genellikle hastanın şikayetleri bir süre sonra düzelir. Ancak beyin dokusunda kalıcı hasar meydana gelmişse hastanın bazı fonksiyonları düzelmeyebilir. Görme ve zeka gibi fonksiyonların düzelmemesinin en önemli sebebi tedavinin gecikmesidir. Hastanın hastanede kalış süresi hastanın iyileşme durumuna göre değişir. Bu hastaların, şantın çalışıp çalışmadığının takibi açısından uzun süreli izlenmesi gerekir. Hidrosefali nedeniyle tedavi edilen hastaların önemli bir kısmı normal hayatlarını sürdürebilirler. Şantın çalışmaması ve enfeksiyon durumlarında değiştirilmesi gerekebilir. Third ventrikülostomi adı verilen ameliyatta ise kafatasına açılan bir delikle endoskop adı verilen bir kameralı uç yardımı ile beyin boşlukları içindeki yapışıklıklar açılarak biriken suyun dolaşımı hızlandırılır. İLGİLİ HASTALIKLAR Omurilik Tümörleri Beyin Kanamaları Beyin Tümörleri
أورام الحبل الشوكي

Omurilik Tümörleri Ana Sayfa / OMURİLİK (SPİNAL) TÜMÖRLERİ Spinal tümör denince omuilik ve omurilik kanalı içindeki omurilikte ve sinir köklerinde yarleşmiş tümörler anlaşılmaktadır. Bu tümör hücreleri kontrolsüz olarak büyümeye devam eder ve hastaya zara verirler. Spinal tümörler iyi huylu (benin/ kanser olmayan) yada, kötü huylu (malin/ kanser) olabilirler. Primer tümör denilince omurga yada omuriliğin kendisinden kaynaklanan tümörler anlaşılmaktadır, metastatik tümör denilince kanserin vücudun başka yerinden omurgaya yayılan tümörler anlaşılmaktadır. Spinal tümörlerde üç temel alanda servikal (boyun), torakal (sırt), lomber (bel) ve sakral (kuyruk sokumu) bölgede tümör olabilir. Aynı zamanda da omurganın yerine göre sınıflandırılır anterior (önde) ya da posterior (arkada) gibi. Spinal tümörler (omurilik tümörleri), ağır morbidite ve mortalite oranlarıyla (hastalık ve ölüm); erken tanı ve uygun tedavi metotları uygulandığında olumlu sonuçlar alınması nedeniyle nöroşirürjinin ilgi odağı olmuştur. Teknolojik ilerlemeye paralel olarak tanı olanaklarının artması, cerrahi tekniklerin özellikle mikrocerrahinin gelişimi ile tedavi başarısının oranları artmıştır. Santral sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık %10 ile %25’i arasındaki bölümü spinal yerleşimlidir. Spinal tümörlerin, toplumda görülme sıklığı 2-10/100,000 oranları arasında değişmektedir. Yerleşim yerlerine göre spinal tümörleri ayırmak, tanı ve tedavide kolaylık sağlamaktadır. Bu nedenle sınıflandırmada duramater (omurilik zarının dış katmanı) ilişkisi dikkate alınmaktadır. Spinal tümörler buna göre ekstradural, intradural extramedüller ve ekstramdüller olarak gruplandırılır. İntradurallerin ekstradurale oranı 2/3’dür. Tüm spinal tümörlerin %55’ini ekstradural, %40’nı intradural ekstramedüller, %5’ini intradural intramedüller yerleşimli tümörler oluşturmaktadır. Ekstradural tümörler tümörlerin büyük bir bölümünü, metastatik tümörler oluşturmaktadır. Metastatik tümörlerin dışında primer spinal tümörlerde ekstradural tümörler içerisinde yer almaktadır. İntradural ekstramedüller spinal tümörlerin ise büyük bölümünü nörofibroma ve menengioma oluşturur. İntradural İntramedüller spinal tümörlerin ise %90’ınını epandimom, astrositom ve hemanjioblastom oluşturur. Spinal tümörler çoğunlukla bening karakterli tümörlerden oluşmaktadır. Erken tanı ve tedavi olanaklarının gelişmesine paralel olarak, daha iyi sonuçların alındığı görülmüştür. Tedavi de ağırlıklı olarak cerrahi yolla tümörün hepsinin (total) çıkartılması amaçlanır ve genellikle çoğu tümörler böyle bir tedavi şekline uygundur. Genel Klinik Bulgular ve Tanı Yöntemleri Hem iyi hemde kötü huylu tümörlerde harekete bağlı olmayan sıtta yada belde olan ağrı ile kendini gösterir. Bu ağrı genellikle travma, egzersiz yada strese bağlı olmadan olur. Bununla beraber ağrı egzersiz yapıldığında artış göstermektedir ve ağrı geceleri artış göstermektedir. Ağrı kalçaya bacaklara eğer tümör boyunda ise kollara yayılım gösterir yapılan konservatif tedaviden faydalanma göstermemektedir. Hastanın şikayet ve bulguları tümörün yerine göre değişmekle beraber genellikle tümörün büyüyüp omurilik, sinir kökü yada kan damarlarına basarak meydana çıkar. Tümörün omuriliğe basması bile tekbaşına hayatı tehtid eder. İlave şikayetler aşağıda sıralanmıştır: Kollarda bacaklarda kuvvetsizlik yada hissizlik Yürümede zorluk ki hastanın düşmesine neden olur Ağrı ısı duyusunun kaybolması Barsak ve mesane kontrolünün bozulması Felç durumu değişik derecelerde olabilir Skolyoz yada diğer spinal deformiteler büyük fakat iyi huylu tümörler neticesinde olabilir TEŞHİS Tanının ilk aşaması hastanın anamnezi ve muayenesi ile başlar. Radyolojik tanı bunu ispatlamak için yapılır. İyi nörolojik muayene ile tümörün yerinin belirlenmesi yapılabilir. Direk Röntgen Grafisi Bu film ile kemik yapı ortaya konulur. Sadeve eğer kemikte lezyon yaptı ise tanıda yardımcı olur fakat enfeksiyonmu yada tümörmü olduğunu anlamak mümkün değildir. Bilgisayarlı Tomografi (BT) Bu görüntüleme ile tanı komulabilir kanal çapı ölçülebilir ve kemik yapıyı çok iyi gösterir. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) Bilgisayar teknolojisi ile manyetik ortam kullanılarak 3 boyutlu olarak vücudun görüntüsü ortaya konulabilir. Diğerlerinden farklı olarak MRI ile sinir kökü omurilik ve etraf yumuşak doku ve tümör çok iyi ortaya konulur. Tümör ortaya konulduktan sonra kesin olarak tümörün iyi yada kötü huylu olduğunu ortaya koymak tümörden parça alıp mikroskop altında incelemek ile yapılır. Eğer tümör malign ise patoloji aynı zamanda tipinide ortaya koyabilir. Metastaz ise primer araştırması yapılımalıdır batın USG, Tomografi ve benzeri testler yapılabilir Tedavi Seçenekleri Cerrahi Tedavi Tedavi de ağırlıklı olarak cerrahi yolla tümörün hepsinin (total) çıkartılması amaçlanır ve genellikle çoğu tümörler böyle bir tedavi şekline uygundur Cerrahi yapılmasının endikasyonu tümörün tipine bağlıdır. Primer spinal tümörler muhtemel kür sağlanması için mümkün ise tam olarak çıkarılmalıdır. Metastatik tümörlerde amaç hastanın ağrısını geçirmek, omurganın sağlamlığını arttırmak ve nörolojik kötüleşmeyi tedavi etmek yada engellemektir. Metastazlarda cerrahi tedavi hasta ömrü 12 haftadan daha uzun ise ve tümör radyo ve kemoterapiye dirençli ise yapılabilir. Diğr endikasyonlar hastanın ilaca dirençli ağrısı varsa, omurga stabilitesi iyi değilse ve omuriliğe bası varsa yapılmalıdır. Cerrahi Yaklaşımlar: Posterior yaklaşım:Arkadan yaklaşım ile sinir kökleri ve dura mater zarı görülür Anterior yaklaşım:Önden yaklaşımda anteriora yerleşen tümörler daha kolay kontrol edilir 360 derece yaklaşım:Hem anteriordan hemde posteriordan yaklaşım aynı seansta yapılabilir CyberKnife Radyocerrahi Son yıllarda radyocerrahide büyük bir gelişim gözlenmiştir. CyberKnife radiyocerrahi ağrı kontrolünde ve yaşam kalitesinin gelişiminde faydalı olmuştur. Tedavi süresinin kısalığı, hızlı iyileşme ve tedaviye olumlu yanıt verilmesi CyberKnife radiyocerrahinin temel faydaları olarak değerlendirilebilir. Bu teknik esas olarak spinal lezyonlarda primer olarak kullanılabileceği gibi; inopere olgularda, daha önce radyoterapi almış olgularda ya da cerahi tekniğe destek olarak da kullanılabilir. İLGİLİ HASTALIKLAR Bel Kayması Hidrosefali Beyin Kanamaları
نزيف المخ

Beyin Kanamaları Ana Sayfa / Beyin Kanamaları Beyin kanaması beyin içindeki atar damarlardan birinin yırtılması nedeniyle beyin içine kanama olması demektir. Kanama olduğu zaman da, esnek olmayan bir yapı olan kafatasının içinde bulunan beyin, içine dolan sıvının oluşturduğu basınç altında kalır, ezilir ve buna bağlı olarak çeşitli bulgular ortaya çıkar. Beyin Kanamalarının Çeşitleri Epidural:Kafatası ile beyinin en dış zarı olan dura arasında Subdural:Dura ile beyin arasında Subaraknoid:Beyin zarları arasına İntraserebral:Beyin dokusu içine Epidural Hematom Beyinin üzerinde DURAMATER denen bir zar vardır. Bu zarın üstünde bulunan damarlar travma neticesinde kırılan veya çatlayan kafatası kemiklerinin zedelemesi ile kanama yapabilirler. Oluşan kanama beyin zarı duramater ile kafatası kemikleri arasında birikir ve beyinin sıkışmasına neden olur. Ameliyat edilmezse beyin ölümü husule gelir ve hasta ölür. Subdural Hematom Şiddetli travmalarda beynin üzerindeki damarlarda zedelenebilir. Bu damarlardan sızan kan duramater (Beyin zarı) altında birikerek yine beyinin sıkışmasına neden olur. Subaraknoid (Anevrizma/Baloncuk) Kanama Ayrıca beynin üzerini örten çok ince bir zar olan araknoid zarın altına doğru da kanama olabilir. Bu tür kanamalarında neden damarlarda bulunan anevrizma denilen baloncuklardır. İntraserebral Hematom Beyin dokusu içine olan kanamalardır. Genelde hipertansiyonu olan hastalarda veya ani tansiyon yükselmesine bağlı gelişir.Kan sulandırıcı ilaç alan (coraspin, plavix, kumadin) hastalarda bütün bu kanama çeşitleri gelişebilmektedir. Tedavi Tedavinin amacı hayatı kurtarmak, bulguları gidermek, kanamanın sebebini ortadan kaldırmak ve istenmeyen durumların gelişmesini önlemektir. Koma tedavisi hastanın uygun pozisyonda yatırılması, hava yolunun açık tutulması, yaşam desteği sağlanması ve kafa içi basıncının azaltılması amacıyla kafa içindeki sıvıyla dolmuş bölgelere ince bir plastik tüpün yerleştirilmesi olarak özetlenebilir. Cerrahi tedavi genellikle ihtiyaç duyulur. Bu kraniotomi (AÇIK) yoluyla kafatası açılarak kanamanın tipine göre zarın üstündeki veya altındaki yada beyin içindeki kan boşaltılır. Baloncuk (anevrizma) kanamalarında anevrizmaya klip konulur (açık ameliyat) ya da kasık atardamarlarından biri kullanılarak beynin içine bir koil (yay) gönderilmesi yoluyla yapılan endovasküler girişim aracılığıyla olur. Hangi tip bir ameliyat olacağı anjio sonrası belli olur. Beyin içine oluşan büyük miktardaki kanamanın giderilmesi için de cerrahi girişim yapılması gerekebilir. ø; ø; ø; ø; İLGİLİ HASTALIKLAR Bel Kayması Hidrosefali Omurilik Tümörleri
أورام المخ

BEYİN TÜMÖRLERİ Ana Sayfa / Beyin Tümörleri Beyindeki normal hücrelerin anormalleşerek büyümesi sonucunda kötü huylu ve iyi huylu olarak kitleleşen yapılar beyin tümörleri olarak nitelendirilirler. Beyin tümörleri yeni doğan çocuklar dahil olmak üzere tüm yaş dönemlerinde görülürler. Orta yaş sonrası özellikle kanserli hastaların büyük bir bölümünde kanserin yayılması ile beyinde tümör ortaya çıkabilir. Meydana gelen kitle kafatası içi basıncının artmasına sebep olarak beyin üzerine baskı yapmaya başlar ve birtakım olumsuz belirtiler gösterir. Beyin tümörlerinin erkenden teşhis edilebilmesi çoğu kez hastanın hayatını ve yaşam kalitesini etkilemektedir. Beyin baskı altında normal yapısını kaybederek işlevlerini yerine getiremez hale gelir ve başlıca aşağıdaki belirtiler söz konusu olur: 1- Baş ağrısı 2- Epilepsi benzeri bayılmalar 3- Vücudun bazı bölgelerinde kısmi felçler 4- Şiddetli kusmalar 5- Bazı fiziksel yeteneklerimizin kaybı 6- Kişilik bozuklukları Baş ağrısı: Beyninde tümör olan hastaların ancak %60 ında baş ağrısı görülür. Hastalarımız ağrının son bir kaç ayda ortaya çıktığını ve gittikçe şiddetlendiğini ifade eder. Bulantı kusma: Baş ağrısı ile birlikte bulunması ve özellikle birkaç gün ya da haftadır mevcut olması önemlidir. Ancak burada baş ağrısı ve kusmanın uzun süredir mevcut olması migren düşündürür. Çift görme ve görme bulanıklığı: Baş ağrısı ile birlikte veya baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan çift görme, bulanık görme, görmenin azalması beyin tümörlerinin ilk belirtisidir. Kol ve bacakta kuvvetsizlik, beceriksizlik, dengesizlik: Son zamanlarda ortaya çıkan vücudun sağ yada sol yarısında uyuşmalar, ellerde güçsüzlük, uyuşukluk , beceriksizlik görülebilir . Yürürken “sarhoşvari yürüme” ve “dengesizlik” bir beyincik tümörünün belirtisi olabilir. Konuşma bozukluğu: Konuşamama, anlama güçlüğü, konuşurken yanlış kelime ifadeleri yada sarhoşvari konuşma keza beyin tümörlerinin ilk bulgusu olabilir. Sara nöbetleri (epilepsi): Bilinç kaybı olarak ya da olmaksızın istem dışı kasılmalar, panik atak tarzında kendini kötü hissetmeler bir epilepsi çeşidi olabilir. Özellikle 20 yaş sonrası ortaya çıkan bu tarz nöbetler aksi ispatlanana kadar beyin tümörüne bağlı olduğu düşünülerek araştırılmalıdır. Beyin tümörlerini ana hatları ile ikiye ayırmak mümkündür… Beyin tümörleri genellikle birincil ya da ikincil olarak sınıflandırılırlar ve bunlar (genellikle) vücudun herhangi bir yerinde başlayıp beyine metastaz yapanlar ve beyinde oluşanlardır. 9 yaş altı ve 55 yaş üstü daha sıklıkla görülen beyin kanserlerine, beyaz ırkta ve erkeklerde daha çok rastlanır. 1- İyi huylu tümörler: Yavas üreme hızına sahiptirler. Ayrıca beyin dokusundan kolaylıkla ayrılabilirler ve tümü veya tümüne yakın kısmı çıkarılabilir. Bu nedenle ameliyat sonrası sonuçları çok iyidir. Ancak, tümör iyi huylu olsa dahi, beyinde hayati önem taşiyan, hassas bölgelere yerleşmiş ise sonuçlar maalesef yüz güldürücü olmaz. 2- Kötü huylu tümörler: Çok hızlı ürerler. Çamur kıvamındadırlar. Bu nedenle ameliyatla tamamen alınamazlar. Ameliyat sonrası belli bir zaman süresi içinde tekrar büyüyerek beyine baskı yapmaya devam ederler. Kötü huylu tümörleri de üreme hızlarına göre sınıflara ayırmak mümkündür. Ameliyattan sonra 5-6 yıl yaşama şansı veren tümörler oldugu gibi 5-6 ayda yenilenerek hastanın ölümüne neden olan tümörlerde vardır. Beyin tümörlerinin tedavisi cerrahidir. İster iyi huylu, ister kötü huylu olsun, tüm tümörler cerrahi olarak tedavi edilirler. Ancak bazı durumlarda cerrahi uygulamak mümkün olmayabilir. Şayet tümör beynin çok hassas olan bazı hayati bölgelerine yerleşmişse bu bölgelere dokunmak hayati tehlike yarattığından tümör yerinde bırakılabilir. Bu durumda sadece ışın tedavisi ve ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulamasi yapılabilir. Vücudun diğer bölümlerinde oluşan tümörler beyine yayilabilir. Buna metastaz denilmektedir. Özellikle akciğer kanserleri beyine yayılabilirler ve kötü huylu tümörlerdendir. Cerrahi müdahale yapılsa bile sonuçlar yüz güldürücü degildir. Hatta bazi vakalarda bir kaç tane odak halinde yayilma varsa cerrahi bile uygulanmayabilir. Hasta kemoterapi ve ışın tedavisine alınır. Beyin Tümörlerinde Sınıflama Hipofiz Adenomları Hipofiz adenomları hormon salgılayanlar ve hormon salgılamayanlar olarak iki ana gruba ayrılır. Hormon salgılayanlar genelde salgıladıkları hormona bağlı olarak belirti verirler. Hormon salgılamayan adenomlar ise uzun zaman belirti vermezler. Ancak optik sinire (Görme ile ilgili sinir) baskı yaparak görme bozukluklarına neden olurlar. Hormon bozuklukları, adet düzensizlikleri veya olmaması, memeden süt gelmesi, aşırı şişmanlama, hızlı boy uzaması, ellerde, ayaklarda ve çenede büyüme hormon bozukluklarının belirtilerindendir ve doktora başvurulması gerekir. Tümör boyutları çok artarsa kafa içi basıncı arttırır ve baş ağrısı, bulantı ve kusma şeklindeki genel belirtilere neden olur. Menengiyal (Beyin Zarına Ait) Tümörler Menengiomlar genelde büyüyerek kafa içi basıncının artmasına ve baş ağrısı, bulantı, kusmaya neden olurlar. Epilepsi (Sara) nöbeti de görülebilir. Ayrıca bu tümörler yerleştikleri yerlere göre de belirti verirler. Optik sinir (Görme siniri) yakınında yer alanlar görme bozukluğuna neden olur iken hareketle ilgili beyin bölgesine yakın olanlar felçlere neden olabilirler. Bu nedenle beyin fonksiyonlarındaki bozukluklarda gerekli tetkikler yapılmalıdır. Metastatik Tümörler Metastatik tümörler vücudun diğer bölgelerindeki tümörlerin beyin dokusuna sıçraması nedeniyle oluşan tümörlerdir. Bu tümörler kafa içi basıncını arttırarak ve/veya yerleşim yerine göre sinir sistemi hasarı oluşturarak belirti verirler. Genelde bu tip sıçramalar tümörlerin ilk belirtisi olabilir. Bu tümörler radyolojik olarak da görüntülenebilen geniş ödem oluştururlar. Köşe (Pontoserebellar) Tümörleri Bu tümörler beyin dokusunun bir bölgesine yerleşmiş tümörlerdir. İşitme siniri tümörü (Akustik nörinom) sık olarak görülen tümördür. Ayrıca menengiom (Beyin Zarı Tümörü) ve epidermoid tümörlere de rastlanır. Beyin tümörlerinin genel belirtilerine ilaveten bu bölge tümörlerinde işitme ve denge bozuklukları da görülmektedir. Bu tümörler küçük boyutta yakalandığında işitme korunabilir. Tümör çok büyük ise işitme korunamadığı gibi Fasial (Yüz) Siniri de etkilenebilir. Glial (Beyin Dokusuna Ait) Tümörler Bu tümörler genelde kötü huylu olup beyin dokusu içinde büyürler. Belirtileri genel belirtilerdir. Yine yerleştikleri bölgelere bağlı olarak belirtiler verirler. Epilepsi (Sara nöbeti) bazı hastalarda ilk belirti olarak ortaya çıkabilir. ø; ø; İLGİLİ HASTALIKLAR Bel Kayması Hidrosefali Omurilik Tümörleri