Prof. Dr. Hasan Ozgur Ozdemir

Stem Cell Therapy

Stem cell therapy is a treatment method that uses stem cells to repair or regenerate damaged, diseased or dysfunctional tissues in the body.

Cerebellar Prolapse

Beyincik Sarkması Ana Sayfa / Beyincik Sarkması (Chiari Malformasyonu) Beyincik Sarkması (Chiari Malformasyonu) nedir Chiari malformasyonu (beyincik sarkması) denge merkezi olarak bilinen beyinciğe ait bazı yapıların omurilik kanalına fıtıklaşarak beyin sapını sıkıştırması durumudur. Belirtiler ve Bulgular Chiari malformasyonu genellikle tesadüfen saptanır. İlerleyici olduğu durumlarda çocuklarda özellikle ıkınma, ağlama, kahkaha atma ile tetiklenen baş ağrısı, denge kusurları, beceriksizlik, baş dönmesi, yutma bozuklukları ve daha birçok soruna yol açabilir. Ağlama, ıkınma ve kahkaha ile tetiklenen baş ağrısı Denge kusurları ve beceriksizlik Baş dönmesi Yutma bozuklukları Koordinasyon problemleri Tedavi Yaklaşımları Tedavisinde erken olgularda takip ve rehabilitasyon uygulamaları öncelikli iken ilerlemiş olgularda cerrahi gündeme gelmektedir. Cerrahi uygulamalar mevcut şikayetlerin azaltılması veya ileride oluşabilecek sorunları engellemek için gerçekleştirilir. 1. Konservatif Tedavi Düzenli takip ve gözlem Fizik tedavi ve rehabilitasyon Semptomatik tedavi Yaşam tarzı düzenlemeleri 2. Cerrahi Tedavi İlerlemiş olgularda cerrahi müdahale gerekebilir: Posterior fossa dekompresyonu Dura mater genişletilmesi Beyin sapı üzerindeki basıncın azaltılması Tedavi Amaçları Mevcut şikayetlerin azaltılması, nörolojik fonksiyonların korunması ve ileride oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi amaçlanır. İLGİLİ HASTALIKLAR TMS (Transkranyal Manyetik Stimulasyon) Gergin Omurilik Sendromu Omurga Kırıklıkları

TMS (Transcranial Magnetic Stimulation)

TMS (Transkranyal Manyetik Stimulasyon) Ana Sayfa / TMS (Transkranyal Manyetik Stimulasyon) Transkranyal Manyetik stimulasyon (TMS) veya beyin uyarım (TMU) tedavisi Nedir? Beyin nöronların yaydığı elektriksel uyarılarla çalışan bir organımızdır. Bazı durumlarda veya hastalıklarda beynin farklı bölgelerinde elektiksel uyarımlarda bozukluklar olmaktadır. Transkranyal manyetik stimulasyın (TMS) veya uyarımla (TMU) bu bozukluklara dışarda mudahele edilerk hastalıklar tedavi edilmektedir. TMS’in etki mekanizması nedir, nasıl uygulanır? TMS, bir bobin yardımıyla kafatasının 2-3 cm üzerinden uygulanmaktadır. Yarattığı manyetik alan etkisiyle serebral korteksteki elektrik akımını harekete geçirmekte ve böylece nöronları depolarize etmektedir. TMS değişik frekansta uygulandığında farklı etkilere sahiptir: Yüksek frekans TMS uygulandığı bölgede eksitasyona (uyarım) Düşük frekans TMS ise inhibisyona (yavaşlatma) neden olmaktadır Tekrarlayan TMS’te manyetik darbeler hızlı bir seri halinde gelir. Değişik hastalıklarda uyarımın yeri, yoğunluğu ve zaman aralığı ayarlanmaktadır. TMS nerelerde kullanılır? TMS, psikiyatrik ve nörolojik birçok değişik hastalıkda kullanılabilmektedir. Psikiyatrik Hastalıklar Majör depresyon (FDA onaylı) Anksiete (bunaltı) bozuklukları Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu Nörolojik Hastalıklar Migren (FDA onaylı) Parkinson Esansiyel tremor Tinnitus Diğer Kullanım Alanları Obesite (açlık hissini bastırma) Gebelikte depresyon tedavisi GEBELİKTE DEPRESYONA TMS İLE İLAÇSIZ ÇÖZÜM Gebelik döneminde ve doğum sonrası erken dönemde annelerin %15 gibi bir kısmında depresyon görülebilmektedir. Özellikle gebelikte depresyon için verilecek ilaçların bebeğe zararlı olması nedeniyle tedavi güçleşmektedir. Annenin belirtilerinin şiddetine göre belirlenecek motivasyonel görüşmeler, bilişsel davranışçı çalışmaların yanı sıra somatik tedavi olarak uygulanan TMS ile gebelik ve lohusa dönemindeki hastalara yardım edilebilmektedir. YAN ETKİSİ VARMIDIR? TMS uygulaması sırasında hastalar herhangi bir ağrı hissetmemektedirler. Mevcut güvenlik protokolleri bireyin motor eşiğine ilişkin uyarım miktarını ayarlamaktadır. İLGİLİ HASTALIKLAR Gergin Omurilik Sendromu Omurga Kırıklıkları Karpal Tünel Sendromu

Tethered Cord Syndrome

Gergin Omurilik Sendromu Ana Sayfa / Gergin Omurilik Sendromu Omurga kemiklerinin büyüme hızının omurilik büyüme hızından daha hızlı olması nedeniyle omuriliğin normalde omurgada L2 seviyesinin altında sonlanmasıdır. Gergin (bağlanmış) omurilik sendromu (GOS) L2 seviyesinin altında sonlanan omur,ilik çeşitli dermatolojik, nörolojik, ürolojik ve ortopedik problemlere yol açar. GOS tek başına olabileceği gibi omuriki kesesinin cilt dışına açıldığı veya keseleştiği (meningosel, meningomyelosel, lipomeningomyelosel, myeloşistosel, diastometomyeli, siringomyeli, dermal sinüsle) hastalıklarla beraber de görülebilir. Belirtiler  Dermatoloji (CİLT) Bulguları: Bel cildi üzerindeki kıllanma, gamze, çukur kızarıklık ve delikler gergin omurilik bulgusu olabilir  Ortopedik bulgular: Ayaklarda içe dönme bacaklarda eğrilik olabilir  Ürolojik bulgular: İdrar kontrolünde gecikme veya daha sonra gelişen idrar kaçırma olabilir Tanı ve Tedavi Bunların izlendiği çocuklarda mutlaka MR çekilmeli ve gergin omurili tespit edilmesi durumunda omurilik serbestleştirilmesi yapılmalıdır. İLGİLİ HASTALIKLAR Omurga Kırıklıkları Karpal Tünel Sendromu Piriformis Sendromu

Spinal Fractures

Omurga Kırıklıkları Ana Sayfa / Omurga Kırıkları Özellikle ileri yaştaki kişilerin bel ve sırt bölgelerinde kolaylıkla gelişen, şiddetli bel ağrısı ve sırt ağrısının nedenlerinden biride omurgalarda meydana gelen kırıklardır. Ostroporozu (kemik erimesi) olan kişilerde, kanserli hastalarda, düşme ya da hafif zorlama nedeni ile gelişen omurga kırığı tedavileri için aylarca yatak istirahati önerdiğimiz birçok hasta artık kolaylıkla tedavi edilebilmekte ve şiddetli ağrılardan kısa sürede kurtulabilmektedir. Vertebroplasti Nedir? Vertebroplasti omurganın ön kısmında bulunan gövde bölümünün kırılması, kanser nedeni ile hasara uğraması ya da doğuştan gelen bazı damar hastalıklarının tedavisi için kullanılan özel bir girişimsel tedavi yöntemidir. Vertebroplasti işlemi sırasında, lokal anestezi altında ve radyolojik kontrol ile, hasara uğramış olan omurga kemiği içerisine polimetilakrilat adlı kimyasal madde (kemik çimentosu) enjeksiyonu yapılır ve kemik sağlam hale getirilir. Hasta aynı gün yada ertesi gün taburcu edilir. İLGİLİ HASTALIKLAR Karpal Tünel Sendromu Piriformis Sendromu Boyun Fıtığı

Carpal Tunnel Syndrome

Karpal Tünel Sendromu Ana Sayfa / Karpal Tünel Sendromu Karpal Tünel Sendromu (KTS) bir ya da her iki elin ilk üç parmağını tutan ilerleyici özellik gösteren hastalıktır. El bileğinin ortasında bulunan ve ilk 3 parmağa dağılan medyan sinirin bası altında kalması sonucu ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlükle kendini gösterir. Karpal Tünel Sendromu Nedenleri Bilek kanalı yapısal olarak dar olan kişiler klinik belirtilerin ortaya çıkmasına yatkın olan kişilerdir. Şişmanlar, alkol alanlarda, şeker hastalığı ve damarsal hastalıklarında normal durumlardan daha sık görülebilir. Karpal tünel sendromuna kanal içindeki basınç artışı neden olmaktadır. Bu basınç elin pozisyonuna bağlıdır. İş yerindeki mekanik nedenler vakaların çoğunda etkin rol oynamaktadır. Belli hareketlerin sık olarak tekrar edilmesinin karpal tünel sendromu ile ilişkisi mevcuttur. Risk Faktörleri: Marangozlar ve el işçileri Tenis oynayanlar Elleriyle sıklıkla bulaşık yıkayanlar Şoförler El bileğini tekrarlayan hareketlerle meşgul olanlar Hamilelik sırasında (geçici durum) Karpal Tünel Sendromu Belirtileri Hastalar gece uykuya daldıktan birkaç saat kadar sonra tüm elde şişme hissi ve uyuşma karıncalanma hissi ile uyanırlar. Parmaklar sertleşmiştir, hasta ellerini şişmiş ve gerilmiş hisseder; fakat gerçekte objektif bir değişiklik gözlenmez. Hastalar ellerini sallar ve ovarlar, çoğunlukla yataktan kalkarlar ve kısa süre sonra rahatlarlar. Bazen bir gece içinde birçok kez tekrarlayan uyuşmalar olur ve hastalarda ciddi uyku bozukluğuna yol açar. Gece uykudan uyandıran el uyuşması Elde şişme ve gerilme hissi Parmak sertliği Uyuşmaların on kol, omuz ve boyuna yayılması Ev işlerinden sonra şikayetlerin artması İlerleyen dönemde kuvvet kaybı Avuç kaslarında erime Karpal Tünel Sendromu Tanısı EMG testi ile kesin tanı konulabilir. Karpal Tünel Sendromu Tedavisi  Konservatif Tedavi İleri duyusal ve hiçbir motor bozukluğu olmayan hastalarda bileği nötral pozisyonda tutan fakat parmakların serbestleşmesine imkân veren gece istirahat bileklikleri çok faydalı olduğunu görüyoruz. Karpal kanala hidrokortizon enjeksiyonu sonrasında uzun süre şikâyetler ortadan kalkar. Ağızdan düşük doz kortizon tedavisinin iyi sonuçlar verdiği bildirilmiş olsa da bu tedavinin daha sonraki sonuçlarından bahsedilmemiştir.  Cerrahi Tedavi İlaç tedavisi ile şikâyetleri geçmeyen hastalara daha fazla zaman geçirmeden yani sinir harabiyeti daha fazla artmadan cerrahi tedaviye alınmalıdır. Cerrahi olarak sinir üzerindeki bası ortadan kalktığında sinir üzerindeki harabiyette daha fazla ilerlemeden duracaktır. Cerrahi Özellikleri: Hastanede yatış gerekmez Ayaktan tedavi uygulanır Lokal anestezi ile yapılır Sinir üzerindeki bası ortadan kaldırılır İLGİLİ HASTALIKLAR Piriformis Sendromu Boyun Fıtığı Bel Fıtığı

Piriformis Syndrome

Piriformis Sendromu Ana Sayfa / Piriformis Sendromu Piriformis sendromu; Kalça içindeki piriformis kasının, yakınındaki siyatik sinire baskı yapmasıyla oluşan, nadir görülen bir hastalıktır. Kalça ve bacaklarda oluşan ağrı ile kendini gösterir. Piriformis, kalçada yer alan düz bir kastır. Alt omurgada başlar, her iki uyluk kemiğinin üst yüzeyine bağlanır, kalçayı dengeler ve kalçanın iki yana hareket etmesini sağlayarak yürümeye yardımcı olur. Bu kastaki bir spazm siyatik siniri sıkıştırabilir ve sıkışan siyatik sinir tarafında bulunan kalça, uyluk ve bacakta uyuşma, karıncalanma ve ağrıya neden olur. Özellikle bel fıtığı gibi bazı hastalıklarla benzer belirtiler gösterdiği için hasta tarafından karıştırılabilir. Aniden ortaya çıkabileceği gibi, zaman içinde yavaş yavaş da gelişebilir. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla altı kat daha fazladır. Çünkü kadınlarda pelvis içindeki quadriseps femoris kası erkeklere göre daha geniş açıya sahiptir. Piriformis Sendromu Türleri Birincil Piriformis Sendromu: Kişinin anatomisi ile ilgilidir. Yani kasın ve sinirin kişiden kişiye göre farklılık göstermesinden kaynaklanır. Piriformis kası, hemen altından geçen sinirle yapı olarak uyum sağlayamazsa buna birincil piriformis denir.İkincil Piriformis Sendromu: Travmalar, yaşam tarzındaki etkenler ve geçirilen rahatsızlıkların neden olduğu kas hasarına bağlı olarak ortaya çıkar. Sendromların büyük çoğunluğunu bu tür oluşturur. Piriformis Sendromu Nedenleri Yaralanmalar Trafik kazası, kasın kanamasına neden olan yaralanmalar, düşme, kalçada ani bükülme ve travma gibi olaylar piriformis hasarına neden olabilir. Yaşam Tarzı Piriformis kası çok fazla egzersiz yapıldığında zarar görebileceği gibi uzun süre kullanılmadığında da benzer şekilde zarar görür. Hareketsizlik, uzun süre özellikle sert zeminde oturmak, hamilelikte kilo alımına bağlı ağırlık merkezinin kayması, aşırı egzersiz, koşu, bacaklarda tekrarlayan hareketler, ağır nesneleri kaldırmak nedenler arasındadır. Anatomik Bozukluklar İki bacağın uzunluğunun birbirinden farklı olması, omurga eğriliği (skolyoz), önceden geçirilen kalça ameliyatı, kalça bölgesindeki tümör veya bir damardaki balonlaşma (anevrizma) da piriformis hasarına neden olabilir. Piriformis Sendromu Belirtileri 15-20 dakikadan fazla oturmak, ayakta durmak veya yatmakla artan ağrı Kuyruk sokumundan kalça ve bacağın arkasına yayılan uyuşma ve karıncalanma hissi Hareketle düzelen ve istirahatle artan ağrı Oturma veya çömelme pozisyonundan doğrulurken oluşan ağrı Bacaklarda güçsüzlük Oturma zorluğu Yürüme zorluğu, sendeleme Yataktan kalkarken oluşan ağrı İlerleyen dönemlerde kas erimesine bağlı olarak bacakta güçsüzlük Bazı olgularda karın, kalça ve kasık ağrısı ile kadınlarda cinsel ilişki sırasında ağrı Piriformis Sendromu Tedavisi Piriformis sendromunda, erken dönemde cerrahi olmayan tedavi yüksek oranda fayda sağlar. Bu yöntemde, günlük hayatta, vücuttaki kas gerginliğini ve spazmları azaltmaya yönelik aktiviteler, kalça kuvvetlendirme egzersizleri, fizik tedavi yöntemleri ve ilaç tedavisi yer alır. Konservatif Tedavi Kas gerginliğini azaltmaya yönelik aktiviteler, kalça kuvvetlendirme egzersizleri ve fizik tedavi yöntemleri uygulanır. Enjeksiyon Tedavisi Bazı durumlarda spazm ve ağrının azaltılmasına yardımcı olmak, kasın gevşemesini ve siyatik sinir üzerindeki baskıyı azaltmasını sağlamak için enjeksiyon uygulanabilir. Cerrahi Tedavi Bu tedavinin başarısız olduğu durumlarda son seçenek olarak cerrahi düşünülmelidir. Cerrahi uygulama ile siyatik sinir üzerindeki baskının azaltılması sağlanır. İLGİLİ HASTALIKLAR Karpal Tünel Sendromu Boyun Fıtığı Bel Fıtığı

Cervical Disc Herniation

Boyun Fıtığı Ana Sayfa / Boyun Fıtığı (Servikal Disk Hernisi) Boyun bölgesinde 7 adet omur bulunur. Omurlar arasında ikinci ve üçüncü omurlar arasından başlayan disk adı verilen kıkırdak doku bulunur. Boyun başımızı her yöne çevirmemizi sağlayacak hareket yeteneğine ve başın ağırlığını taşıyan bir yapıya sahiptir. Bu hareketleri omurlar arasında bulunan diskler ve eklemler aracılığı ile sağlar. Boyun omurları içerisinden omurilik geçer. Omurlar arasında bulunan deliklerden ise kol kaslarının hareketini sağlayan ve kolların duyusunu sağlayan sinirler çıkar. Disk materyali iki omur arasında dışarıda görece olarak daha sert bir kılıf, içinde ise jel kıvamında yumuşak doku kısımlarından oluşur. Dış kılıfın zayıflaması veya yırtılması ile iç kısım dışarıya doğru kayar ve sinirlere baskı yapmaya başlar. Dış tabakadaki zayıflama veya yırtılma daha çok boyun ağrısına yol açarken, iç tabakanın dışarıya doğru yer değiştirmesi olarak tanımlanabilecek boyun fıtığı sinir kökü üzerine baskı yaptığı için özelikle omuza ve kola vuran ağrıya yol açar. Kol ağrısı sinir köklerine bası olduğu için çoğunlukla boyun ağrısından daha şiddetlidir. Sinir köklerine olan basının düzeyine göre kol ve el kaslarında güçsüzlük ve uyuşukluk olabilir. Boyun Fıtığında Tedavi Hangi Hastalar Ameliyat Edilir? Geçmeyen ağrıları (Sinir kökü üzerindeki basıya bağlı olarak kola vuran şiddetli ağrı) olan hastalar Sinir kökü üzerindeki basıya bağlı kuvvet kaybı gelişen hastalar Cerrahi de omurgalar arasındaki taşan fıtık alınarak sinirler ve omurilik rahatlatılır ve hareketi muhafaza etmek amacıyla omurgalar arasına disk protezi yerleştirlir. İLGİLİ HASTALIKLAR Kök Hücre Tedavisi Beyincik Sarkması TMS (Transkranyal Manyetik Stimulasyon)

Herniated Disc

Bel Fıtığı Ana Sayfa / Bel Fıtığı Bel Fıtığı Nedir? Bel bölgemizde bulunan omurgaların arasındaki kıkırdak yapının yırtılarak, omurilikten çıkan sinirleri sıkıştırmasıdır. Önce şiddetli bel ağrısı, daha sonrada ayağa yayılan ağrıyla ortaya çıkar. Yatak istirahati ve bazı ağrı kesicilerle tedaviye rağmen, ağrısı geçmeyen, sosyal yaşantısı etkilenen ve ayakta felçler ortaya çıkan hastalarda uygulanan cerrahi girişimler bu gün hızla gelişmekte, hasta kısa sürede eski yaşantısına dönmektedir. Tedavisinde gecikilen vakalardaysa, ağrılar ve felçler kalıcı olmaktadır. Bel Anatomisi Omurgada boyun, sırt ve bel bölgesinde 3 adet doğal eğrilik (kavis) vardır. Bu eğrilikler sayesinde omurgamız üstüne düşen yük miktarını en aza indirir ve esnek bir biçimde hareket edebilir Bel bölgesi 5 adet omur ve sakrum(sağrı) kemiğinden oluşur Omurlar üst üste gelerek; içinden omurilik ve sinirlerin geçtiği omurga kanalını oluşturur Omurga omuriliği ve sinirleri korur; vücudumuzun hareketini sağlar Omurlar birbirlerine önde “disk” dediğimiz yastıkçıklar, arkada “faset” eklemleri ile tutunurlar Diskler aslında omurların birbirine sürtünmesini engelleyen jöle kıvamında amortisörlerdir Disklerin görevi yürüme, oturma, yük kaldırma sırasında oluşan sarsıntıları emmek, omurların üzerine düşen yükü eşit olarak azaltarak, ağırlığı dengeli biçimde alt seviyelere iletmektir. Omurlar birbirlerine arkadan iki adet faset eklemi ile tutunur. Her disk iki bölümden oluşur: sağlam liflerle örülmüş dış bölüm yumuşak ve jölemsi iç bölüm. Sağlam dış bölüm yumuşak ve jölemsi iç bölümü korur ve esnek hareketi sağlar. Omurga bu oluşumlar dışında bağlar ve kaslar tarafından desteklenir. Bağlar, diskleri ve omurları yerinde tutan sağlam şeritlerdir. Kaslar ise hareketi denetler, omurgayı destekler ve sağlamlık kazandırır. Omurilik beyinimizin verdiği emirleri vücudumuzun diğer bölümlerine taşınmasından sorumludur. Omurilik üst bel bölgesinde sonlanarak bacak kaslarına, idrar kesesine, cinsel organlara giden sinir dalları verir. Bu sinirler bacağın hareketini, hissini, idrar çıkarma, dışkılama ve cinsel fonksiyonunuzu sağlar. Bel Fıtığı Nasıl Oluşur? Ağır bir yükü kaldırmak veya ters bir hareket yapmak gibi pek çok dış faktörün yanında kişiye ait faktörler de bel fıtığının oluşmasında önemli rol oynarlar. Çünkü öyle insan vardır ki 120 kg. kaldırır, hiçbir şey olmaz; öylesi de vardır ki 5 kg. kaldırır, bel fıtığı olur. Kişiye ait faktörlerin başında omur kemikleri arasında bulunan ve disk adı verilen kıkırdaklardaki dejenerasyon gelir. Kâinatta hiçbir şeyin tesadüfe bırakılmamış olması gibi diskin beslenmesi de belirli bir plan ve program dahilinde gerçekleşmektedir. Belirli maddeler diskin belirli yerlerinden geçmektedir. Ancak yaş ilerledikçe diski besleyen damarlar da azalır ve yaklaşık sekiz yaşından sonra hiç görülmezler. Bu yaştan sonra diskin beslenmesi diffüzyonla olur. Disklerin ihtiva ettiği su oranı da çocuk yaştan itibaren yavaş yavaş azalmaya başlar. Bir ceninin diskinde su oranı % 90 iken, çocuklarda bu oran % 80’e, yetişkinlerde ise % 50-60’a düşer. Neticede disk de giderek küçülür ve yüksekliği azalır. Buna disklerdeki beslenme bozukluğu ve mikro seviyedeki değişiklikler ile kimyasal değişiklikler ve disk üzerine uygulanan mekanik kuvvetlerin yaptığı dejenerasyon eşlik eder. Diske giren oksijen ve besin miktarı giderek azalırken metabolizma artıklarının atılması zorlaşır. Disk zamanla elastikiyetini yitirir, artık kuvvet aktarma ve kuvveti çevre dokularda dengeli bir şekilde yayma görevini yapamaz olur. Diskin içinde bulunan ve tamir görevi üstlenen destek hücrelerinin sayısı da yaş ilerledikçe azalır. Tamir olayı zayıflar. Mikro düzeyde bulunan çatlaklar üzerine aşırı yük binince veya kişi yanlış bir hareket yaptığında diskin içindeki yumuşak kısım etrafındaki kapsülü kolayca yırtarak dışarıya doğru çıkar ve bel fıtığı oluşur. Yani zemin hazır hale geldikten sonra bardağı taşıran son bir damla gerekmektedir ki bu, hafif bir cismi kaldırmak veya sadece öksürmek de olabilir. Hangi Hastalar Ameliyat Edilmelidir? Konservatif tedavi dediğimiz cerrahi dışı metodlarla tedavi edilen hasta herşeye rağmen iyileşmiyorsa, yani dayanılmaz inatçı bir ağrıya sahipse ve bu ağrı doğal olarak hayat kalitesinin düşük seyretmesine yol açıyorsa, söz konusu hasta cerrahiye aday demektir. Ne kendisinin ne de çevresinin sürekli ıstırap çekmesine gerek yoktur. Bazı hastalar konservatif tedaviyle iyileşirler fakat bir süre sonra rahatsızlıkları yeniden nükseder. Bazen iyi, bazen kötü durumdadırlar. Hastalığı bu şekilde senelerce sürüp giden insanlar vardır. Her rahatsızlık döneminde iş, aile ve sosyal hayatları bundan ciddi şekilde etkilenir ve adeta altüst olur. Bunlar genelde cerrahiden çok korkan hastalardır. Bel fıtığı böyle sık nükseden ve özellikle iş hayatlarındaki verim ve kalite ciddi boyutlarda düşen, bu şekilde haftalar boyu normal yaşantıdan kopan kişilerde cerrahi müdahale gündeme gelmektedir. Bu gruptaki hastalara rahatsızlıklarının nedeni teferruatlı olarak anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır. Bel ve bacak ağrısıyla birlikte bacaklarında uyuşma, kuvvetsizlik, bacak adalelerinde zayıflama ve incelme bulunan hastalar da vardır. Sürekli kötüye gitmektedirler. Bunların daha fazla kötüye gitmelerine izin verilmemeli, ameliyatın gerekliliği kendilerine anlatılmalıdır. Acil Cerrahi Durumları Bel fıtığı bulunan bir hastada idrar ve büyük abdest yapamama veya tutamama, makat ve cinsel organlar civarında uyuşma, bacaklarda felce gidiş gibi belirtiler varsa o kişi acilen ameliyata alınmalıdır. Böyle bir hastada saatlerin hatta dakikaların dahi önemi vardır. Gece yarısında bile olsa derhal ameliyata girilerek sinir elemanları üzerindeki bası bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Beklendiği takdirde bel fıtığının kendiliğinden iyileşeceği fikri her hasta için geçerli değildir. Bizim uzun yılları kapsayan tecrübelerimiz göstermiştir ki, başarılı bir cerrahi girişim iyileşme sürecini kısaltmakta ve hastalar işlerinin başına genellikle daha kısa sürede dönmektedirler. İLGİLİ HASTALIKLAR Skolyoz Omurilik Kanalında Daralma Bel Kayması

Scoliosis

Omurilik Tümörleri Ana Sayfa / Skolyoz (Omurga Eğriliği) Skolyoz, omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Normal ve sağlıklı omurgada omurlar arkadan bakıldığında yukardan aşağıya yani boyun, sırt ve bel bölgelerinde düz bir hat şeklinde uzanır. Skolyozda ise omurlar sağa veya sola doğru yer değiştirir ve aynı zamanda kendi eksenleri etrafında döner. Omurgaya arkadan bakıldığında eğrilik düz durulduğunda bile fark edilebildiği gibi bazen bu denli net değildir ve ancak öne eğilme durumunda, kontroller ve röntgen filmlerinde anlaşılabilir. Nasıl Anlaşılır? Skolyoz daha çok ergenlik yaşlarında karşımıza çıkar ve erken dönemlerde müdahale edilmediği takdirde hem kozmetik hem de kalp ve solunum sistemi üzerinde telafisi zor hasarlara yol açabilir. Hastanın ve kendisinin vücut şeklini gözlemleyerek bazı belirtileri fark etmesi hastalığın teşhisinde önem arz eder. Bu belirtiler; Omuz seviyeleri arasında eşitsizlik Bel çukurlarındaki asimetri Bel kemiğinde bir tarafın öne çıkıntı yapması Sırtta bir tarafta kemik kabarıklık (kürek kemiğinde tümsek görünümü) Vücut dengesinde sağa yada sola kayma Teşhis Yöntemleri Skolyoz tanısı ayakta çekilen tüm omurgayı içine alan röntgen filmi ve klinik muayenede yukarıda sayılan belirtilerin bir veya birkaçının bulunması ile konulur. Skolyoz tanısı konulduğunda sebebe yönelik MR incelemesi gereklidir. Ayakta çekilen tüm omurganın ön arka ve yan radyografilerinde, eğriliğin başladığı ve sonlandığı omurlar arasındaki açı ölçülür ve bu açının ilerlemesine göre takip edilir. Bu açıya Cobb açısı denir. Tedavi 40 derecenin üzerindeki eğriliklerde ve büyüme potansiyelinin devam ettiği hastalarda cerrahi tedavi tek seçenektir. Cerrahi tedavi sırt ve bele yerleştirilen implantlar (vida-çubuk) yardımıyla başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Nöromonitorizasyon Cerrahi sırasında omurilik fonksiyonlarının monitorize edilmesi (nöromonitorizasyon) hasta ve hekim açısından işlemin güvenilirliğini artıran bir yöntemdir ve merkezimizde rutin olarak kullanılmaktadır. İLGİLİ HASTALIKLAR Omurilik Kanalında Daralma Bel Kayması Hidrosefali